27 Ağustos 1938‘de İzmir‘de dünyaya geldi. Manisa ve Balıkesir illerinde geçen ilk ve ortaöğreniminden sonra, müziğe olan tutkusu nedeniyle İtalya‘ya giderek şan eğitimi aldı.1961‘de Türkiye‘ye döndükten sonra, Ankara‘ya yerleşti ve müzikle profesyonel anlamda ilgilenmeye başladı. Bir sonraki yıl, İstanbul‘a giderek Müfit Kiper Orkestrası‘nda solistlik yapmaya başladı. Bu orkestrayla birlikte, yurtdışında birçok konsere katıldı ve müzik çevrelerine adını duyurdu.
Sanatçıyı kitlelerle tanıştıran en önemli olaylardan biri, bu dönemde gerçekleşti.1964 yılında, dönemin büyük sanatçılarından
Erol Büyükburç ve Tülay German eşliğindeki Milli Orkestra‘yla ,Türkiye’yi Balkan Müzik Festivali’nde temsil etti. Festivalin hemen ardından 1964‘de, sanatçının “İbibikler Öter Ötmez Ordayım” adını taşıyan ilk 45’lik plağı , “Sahibinin Sesi” adlı müzik şirketinden çıktı. Aynı dönemde, Nur Erbay‘la hayatını birleştiren sanatçının, 8 ay gibi kısa bir zaman süren evliliğinden bir oğlu dünyaya geldi.
Tanju Okan, 60’lı yıllarda, Milli Orkestra eşliğinde, yeni düzenlemelerle modernize edilerek farklı bir form kazandırılmış türküler seslendirdi. Ve ilk 45liklerinde, özellikle “Kundurama Kum Doldu” plağında, bu formda kaydedilen türkülere yer verdi. İngilizce sözlü bir yabancı şarkı olan “Strangers In The Night“’ı Fikret Şeneş’in Türkçe sözleriyle seslendiren Tanju Okan, Türk pop müzik tarihinde cover version dönemini ilk başlatan müzisyen oldu. Şarkıyla aynı adı taşıyan albüm, büyük ilgi gördü.
Okan’ı kitlelerle tanıştıran ve zirveye oturtan, Ş.Akannaç ve Nino Varon imzalı “Hasret” adlı şarkı oldu.1970 yılında Ergin Bener ve Hümeyra‘nın kurduğu, Yonca Plak’tan çıkan albümün hit parçası olan bu şarkı, Moustaki tarafından seslendirilmiş “Le Meteque“nin Türkçe versiyonuydu.
Sanatçı, 1972‘de “Öyle Sarhoş Olsam ki” ve özellikle 1974‘te Mehmet Teoman tarafından yazılan “Kadınım” adlı unutulmaz şarkılarıyla, adını Türk pop müziği tarihine altın harflerle yazdırdı. 1975 yılında “Bütün Şarkılarım” adlı albümünü çıkardıktan sonraki yıl, 14 ay süren ikinci evliliğini
Zerrin Erdoğan‘la yaptı.
1980 yılında, Kent müzik firmasından “Yorgunum” adlı albümünü çıkardı. Bu albümde Garo Mafyan, Melih Kibar ve Bora Ayanoğlu‘nun büyük desteğini gördü. Sanatçının son albümü, 1995 yılında ,”İşte Tanju Okan 95” adıyla Marş Müzik’ten çıktı.
Sanatçı, özellikle popüler hale geldiği 60’lı ve 70’li yıllarda, aldığı sinema oyunculuğu tekliflerini kabul ederek, sanatsal yeteneğinin sadece müzikle sınırlı olmadığını gösterdi. “Aşkın Kanunu” , “Ah Bir Zengin Olsam” ,”Cımbız Ali” gibi beğenilen yapıtlarda rol alarak, beyaz perdedeki yeteneğini sergileme fırsatı buldu.
Alkole olan aşırı düşkünlüğünü, çoğu zaman seslendirdiği şarkıların sözlerine de yansıtan Okan, sağlık problemleri yaşamaya başladı. Bu nedenle, fiili sanatsal yaşamına son vererek Urla’ya yerleşti. Burada siroz teşhisiyle hastaneye kaldırılan sanatçı, 23 Mayıs 1996‘da birçok unutulmaz eserini ardında bırakarak hayata veda etti. Ölümünün ardından, onu unutmayan Urla Belediyesi, sanatçının anısına bir heykel yaptırdı ve bir çocuk parkına da ismi verildi.